Gümrüğe Dair Güncel Değerlendirme
Gümrük ve Ticaret Müfettişleri Dergisinin 28. sayısında Gümrük E. Müfettişi ve Aygen Global Lojistik ve Gümrük Müşavirliği Ltd. Şti’de Mevzuat ve Yasal Uyum Müdürümüz Gencer KAPLAN tarafından kaleme alınan güncel değerlendirmelere dair makaleye yer verilmiştir. Keyifli okumalar dileriz.
Gümrük Kanunu’nun 234. Maddesinin 3. Fıkrasının Uygulaması Hakkında
Gümrük işlemlerinin tamamlanmasında beyan bağlayıcı niteliktedir. Bu beyanlar insan iradesi sonucu olduğundan mutlak bir doğruluğu içermeyebilir. Sonuçta insanın olduğu yerde hataların olması da kaçınılmaz olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Nitekim bu durum 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 234/3. fıkrasında düzenlenmiştir. Mezkûr fıkrada “234. Maddenin 1. Ve 2. Fıkrasında yer alan aykırılıkların gümrük idaresince tespit edilmesinden önce beyan sahibince bildirilmesi durumunda söz konusu cezalar yüzde on nispetinde uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Bu hüküm işini layığıyla gerçekleştiren firmalara yaptıkları hatalarda ısrar etmemesi için getirilen kolaylıklardan biri olup, aynı zamanda firmaların vergi bilincini ve vergi ahlakını artırmayı amaçlayan mekanizmalardan biridir.
Ancak Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 23.09.2014 / 2888552 tarihli ve sayılı yazılarında söz konusu kolaylıkların suiistimal edildiği kanaatine ulaşıldığından bazı önlemlerin alınması gerektiği bildirilmiştir.
Şöyle ki; bir firmanın bir gümrük idaresinde gerçekleştirdiği işleme ilişkin aykırılığın söz konusu gümrük idaresince tespit edilmesi sonrasında, başka bir gümrük idaresinde gerçekleştirdiği aynı tür aykırılık içeren işlemi için bu gümrük idaresine sanki anılan aykırılığı kendisi tespit etmiş gibi bahse konu Kanunun 234 üncü maddesinin üçüncü fıkrası hükmünün tatbik edilmesi için başvurduğu, başvurulan gümrük idaresince de aykırılığı tespit eden gümrük idaresince yapılan tespitten haberdar olunmadığı için firmanın bu talebinin uygun karşılanarak 234/3 tatbiki gerçekleştirildiği anlaşılmıştır.
Bu tür suiistimallerin önüne geçilebilmesini teminen;
– 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 234’üncü maddesinin birinci veya ikinci fıkralarında belirtilen aykırılıklar için firmalar tarafından mezkûr maddenin üçüncü fıkrası hükmünden faydalanılmak üzere Bölge Müdürlüğünüz veya bağlantılarına yapılan başvurularda, mutlak surette diğer bağlantı idarelerinizde ve/veya diğer Bölge Müdürlükleri ve bağlantılarında aynı konudaki aykırılığa ilişkin, son 6 ay içerisinde, başvuru yapan firma için bir tespit yapılıp yapılmadığının ivedilikle araştırılması,
– Böyle bir tespit yapılmış olduğunun anlaşılması halinde bu firmaya Gümrük Kanunu’nun 234’üncü maddesinin üçüncü fıkrası hükmünün tatbik edilmemesi talimatlandırılmıştır.
Burada önemli unsur aykırılığın kim tarafından tespit edildiğidir.Gümrük idaresi tarafından tespit edilen aykırılıkları, başka bir idarede indirim konusu yapmak şüphesiz dürüstlük kuralı ile de bağdaşmamaktadır. Ancak gümrük idaresi tarafından tespiti yapılmayıp, firmalar tarafından ihbar mekanizma ile oluşan durumlarda, bu ihbarı da sanki gümrük idaresinin tespitiymiş gibi okumak da şüphesiz dürüstlük kuralı ile uyuşmamaktadır.
Gümrük idarelerinin paydaşları ile olan ilişkiler göz önüne alındığında piyasada bu konunun farklı uygulamalara evrildiği gözlemlenmiştir. Gümrük idaresinin tespiti olmaksızın, firmalar tarafından yapılan 234/3. fıkrası kapsamında kabul edilen başvurulardan sonra, yeniden aynı konuda yapılan başvuruların kabul edilmemesi durumu ile karşılaşılmaktadır.
Dolayısıyla firmalarında kendini ihbar etmek suretiyle yararlandığı durumlarda herhangi bir süre kısıtının bulunmadığı açıktır. Süre kısıtının sadece aykırılıkların gümrük idarelerince tespiti halinde uygulanması gerektiğini belirtmekte fayda bulunmaktadır.
Sonuç olarak; Gümrük Kanunu’nun 234/3. fıkrası işleme alınırken, söz konusu aykırılığın farklı idareler tarafından önceden tespit edilip edilmediği, şayet idareler tarafından yapılan bir tespitin olmaması halinde, mükellef tarafından daha sonra gelen 234/3. taleplerinin incelenmesinde Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 23.09.2014 / 2888552 tarihli ve sayılı yazısında belirtilen 6 aylık sürenin işletilmemesi gerektiği kanaatindeyiz. Şüphesiz uygulamanın amacı dürüstlük kuralına işlerlik kazandırmaktır. Ancak gümrük iş ve işlemlerini layığıyla yapan kişi ya da firmalar için hali hazırdaki yanlış uygulamaların vergi bilinci ve vergi ahlakındaki yozlaştırmayı derinleştireceği düşünülmektedir.
Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2008-32/34)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (No: 2022-32/66) (19.04.2022 t. 31814 s. R.G.) Hakkında
Bilindiği üzere 2022-32/66 sayılı Tebliğ ile “Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; taşıt satış sözleşmeleri dışında kalan menkul satış sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları mümkündür. Ancak sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunludur.” Hükmüne yer verilmiştir.
Söz konusu hükmün antrepoda devir işlemleri yapmak suretiyle gümrük işlemlerinin tamamlanmasında soru işaretleri barındırmaktadır. Şöyle ki; normal şartlar altında (Mezkur tebliğ öncesinde) Türkiye’de yerleşik iki firma arasında antrepoda devrin söz konusu olması halinde beyanname faturanın düzenlendiği yabancı para cinsinden 22 no’lu kutuya beyan edilir, eşyanın Kaynak Kullanımı Destek Fonuna (KKDF) tabi olması halinde, KKDF doğmamasını sağlamak adına ödemenin beyannamenin tescil tarihinden önce yapılması için alınan Transfer ID numarası örtüştürülüp, gümrük vergilerinin ödenmesinin akabinde beyanname kapatılarak işlemler sona ermektedir. Ancak yeni düzenleme ile sektörde operasyonel anlamda tereddütler yaşanmakta ve bu durum da yanlış uygulamalara sebebiyet vermektedir. Hali hazırda Türkiye’de yerleşik firmalar kendi aralarında yapacakları bu devir sözleşmesinde ödemenin Türk Lirası cinsinden yapılması gerektiğinin farkında olsalar dahi, eşyaya ilişkin faturanın yabancı para cinsinden düzenlenmesi ve Türk Lirası olarak ödeme yapılacağı için alınan Transfer ID numarası ile örtüştürülemediği, bu durumun ise fatura bedelinin yabancı para cinsinden olmasına rağmen beyannamelerin Türk Lirası ile beyan edilerek söz konusu örtüşmenin sağlanmaya çalışıldığı görülmektedir.
Gümrük Yönetmeliği Ek-14 de yer alan beyanname doldurma kılavuzunda 22 nolu kutuda yer alan kısmın fatura bedelinin düzenlendiği para cinsinden beyan edilmesi gerektiği bildirilmiştir. Ancak söz konusu durumda (fatura yabancı para cinsinden – ödeme TL) meri mevzuata uygun olarak düzenlenmesi halinde ise yabancı para cinsinden fatura ile transfer ID uyuşmazlığı ile karşı karşıya kalınmaktadır. Bu konuda birçok firmanın gözü Gümrükler Genel Müdürlüğünden gelecek bir uygulama tebliğindedir. Konunun önemine binaen çözüm önerilerimiz aşağıda sıralanmıştır:
- Bilge Sisteminde antrepoda devir konularını içeren işlemler için Transfer ID leri TL ya da döviz cinsinden seçimlik hak olarak mükellefe sunulması suretiyle fatura ile Transfer ID arasında illiyet bağının kurulması ve bu sayede ortada açık ID kalınmaması sağlanabilir.
- Gümrük Yönetmeliği Ek-14 de yer alan beyanname doldurulması hakkındaki talimatta antrepoda devir yapılan işlemler için faturada kayıtlı döviz cinsinin yanı sıra TL ile beyanın da serbest bırakılması sağlanarak söz konusu uyuşmazlığın önüne geçilmesi sağlanabilir.
Mevcut durumdaki belirsizlik piyasa aktörlerini farklı aksiyonlara sevk etmekte, bu durum beyanlar ile oluşan istatistikte yanıltıcı sonuçların çıkmasına neden olmaktadır. Ayrıca uygulamada birliği sağlamak ve operasyonel anlamda yanlışlıkların kalıcı olmamasını sağlamak adına belirsiz olan bu duruma açıklık getirmek hem kamu kesiminin hem piyasa kesiminin faydasına olacaktır.